İtalya’nın Asi Çocuğu Napoli: Ev Nerede Başlar?

İç sesim ‘Oha, burası Avrupa’da bir yer olamaz!’ derken ben onu kibar olmaya davet ediyor ve bu çok tanıdık kaosu sevdiğimi itiraf ediyorum…

Yorgun, üzgün ya da sıkılmış hissettiğim anlarda sıkça söylediğim “Eve gitmek istiyorum!” cümlesindeki “ev” kelimesinin anlamını derinlemesine sorgularım. Neresi benim evim? Bu soru, seyahatlerimde daha da belirginleşir. Huzur bulduğum her yeri başka bir yere benzetme telaşına kapılarak, kendimi evimde hissetmeye çalışırım. O an anlarım ki, ev aslında kendimi iyi hissettiğim her yerdir. Gökyüzünün altında attığım her adımda, huzur dolduğum her anda evimdeyim.

Napoli’de de tam böyle hissettim: Adeta evimdeydim. Dar sokakları, evden eve uzanan çamaşır ipleri, efsane futbolcu Diego Maradona’nın izleri, enfes Margherita pizzası ve tam anlamıyla bir kaos. Napoli, İstanbul’un Balat semtine hiç de yabancı değil. Dar sokakları ve mahalle kültürünü yansıtan çamaşır ipleri, Balat’ın ruhunu anımsatıyor. Son zamanlarda Balat’ın çehresini değiştirmek için çabalar olsa da hâlâ o tanıdık ve sevdiğim mahallenin izlerini taşıyor.

Napoli’yi benzersiz kılan en büyük hazinesi ise şüphesiz Pompei. Tarihin en trajik ama bir o kadar büyüleyici hikâyelerinden biri burada yaşandı. Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla lavlar ve küller altında kalan antik Roma şehri Pompei, aslında bir zaman kapsülü gibi geçmişi günümüze taşıyor. Küller altında donup kalan şehir, neredeyse en ince detayına kadar korunmuş ve bizlere zamanda yolculuk yapma fırsatı sunuyor.

Doğa her zaman bize fısıldar; bazen dinlemeyi bilmeyiz, bazen de duymazdan geliriz. Pompei halkı Vezüv’ün uyarılarına kulak veremedi; küller şehri kapladığında kaçmaya çalıştılar ama adeta heykeller gibi kaldılar. Pompei sokaklarında yürürken, o küllerin sakladığı yaşamı ve zamanı hissetmek mümkün.

Napoli’nin neşesi ise yanı başındaki Vezüv’den geliyor gibi. Ânı yaşama felsefesini benimsemiş, onun gölgesinde hayatı kutlayan insanlar… Bir o kadar umursamaz, bir o kadar neşeli. Kaosun içinde yaşamaktan keyif alan, bu kaosun hakkını sonuna kadar veren İtalyanlar. Sokaklarda, bizim kadar gürültülü ve coşkulular. Evlerinde gibi hisseden bu insanların neşesi, beni de evimde hissettirdi.

Şehir, Vezüv’ün hâkimiyeti altında, küllerle kaplanmış insanların gölgesinde olsa da, yaşamın her ânını neşeyle kucaklayan bir topluluk var burada. Napoli, asi ruhuyla, yaşam sevincini her koşulda yaşatan büyülü bir yer…

Priapos…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir